Duvarı Yık

  İşletme ve Pazarlama Nasıl Yapılmaz ? Liza Summer tarafından çekildi Instagram gibi "fotoğraf ve yaşam tarzları" paylaşıldığı basit bir uygulamayı online gelir kaynağına dönüştüren insanlara büyük hayranıyım. Bir kişi milyonlarca insanın hoşuna gidecek bir içerik paylaşıp ve sosyal medyanın kullanıcılarıyla iletişim kurarak ücretsiz kullanılan bir şeyi çok para kazandıran bir markaya dönüştürmesi inanılmazdır. Ancak sosyal medyada milyonlarca takipçisi olan herkes bu işte başaramıyor. Sırf popülersiniz diye çok para edecek bir marka yapabileceğinizi anlamına gelmez, ve sosyal medyanın fenomenleri bir takipçi her zaman bir hayran olmadığı unutuyorlar. Mesele şu ki, bedava bir uygulamada seyircileriniz olunca para kazanmanız için iki yol var: Reklamlar: Başka markalar sizin içeriğinizi görüyor ve onların ürünleri sunmak için size para verirler. Ürünler: Kendi ürünlerini üretip insanlara satarsın. Yalnız bunu gerçekleştirmek için özgü bir şey daha ihtiyacınız var: Uygu

  Daha önce sizlerle tek başına saray yapan fakir oğlan olan  Musa El-Maamari 'nin hikayesi sizlerle paylaşmıştım. Şimdi sizlerle başka bir fakir oğlanın hikayesi zamanı geldi. Otopark bekçisi olarak çalışan biri bir gün milyarder olacağını hayal edebiliyor musunuz? Bazılarınız inanmayacak, bazılarınız da bu adamın uyuşturucu sattığını zannedecek, ama gerçek hikaye ne olduğunu merak ediyorsanız makaleyi sonuna kadar okuyun. Umuyorum ki bu hayatınıza olumlu bir etkisi olur. Adamın adı Do Won Chang, Güney Kore'de Seoul ilçesinde Myeong-Dong köyünde 20 Mart 1954'te dünyaya geldi. Birçok öğrenci gibi o da liseyi bitirdiğinde üniversitede okumak istedi, ama sıkıntılı maddi durumundan dolayı yapamadı. Do küçüklüğünden beri çalışmayı severdi, ve çalışarak kahve ve meyve suyu satacak küçük ve basit bir dükkan açtı. Do'nun zor maddi durumuna rağmen evlendi, ve bu çift diğer çiftlerde pek az rastlanan bir şekilde çok çalışırlardı. Onları bir araya getiren şey hayallerini

Birileri namazı devamlı kılarken neden birçoğu bırakır? Pek az namaz kaçıran bahtiyarların sırları öğren. Bir süre önce  Namaz: Allah ile İletişim Aracımızı Yeniden Keşfetmek  kitabı okudum ve diğerleri de yararlansın diye aldığım notları Türkçe'ye çevirdim. Şimdi bu kitabı okudum ve onu bir önceki kitabının devamı olarak sayıyorum. Kitabın sade ve kolay bir şekilde yazıldığından daha çok sevdim. Yine size faydası olması için notları Türkçe'ye çevirdim. Bir önceki kitap namazın kıymeti ve değerine dikkat çekerken, bu kitap namazı kılarken zorlananlar ve namazı kaçıranlara yardım etmek için yazıldı. Keyifli okumalar. En sevdiğim notlar: Huşu içinde namazı kılmadan önce Allah'ın kudreti ve O'nun güzel isimleri tanımam lazım. Fajr namazından sonra 20 dakaika Kur'an okumaya, 20 dakika Allah'ı zikretmeye, 20 dakika kitap okumaya, ve 20 dakika spor yapmak için ayır. Gerçekleştirmek istediğin hedef ne ise şafak saati onun için ayır. "Depresif olmanın sırrı mutlu m

     When at home my mind tends to go to the past - lamenting about the stupid mistakes I did and the opportunities that I missed - or the future - worrying about the uncertainty of the future and trying to find a way out from bad scenarios - that I end up not doing what I planned to do in my free time. At my 9-5 job my mind would drift to dreamland. The former is called overthinking and it makes me depressed, pessimistic, and self-doubt. The other is called daydreaming where I would be absent-minded and upset every time I come back to reality. I've searched for some ways to overcome them, and now I want to share them with you.      Overthinking is the excessive rumination and analysis of past events and future possibilities about what concerns us. Normally this should help us learn from the past and escape the worst scenario with the least damage possible, but the problem begins when we overdo it to the point where we exhaust ourselves over things outside our control, and I want t

Düşünün ki medeniyetten insanlardan çok uzaklarda çok fakir bir aile yaşıyordur. Bir gün bu aile evinin altında altın, gümüş, yakut, elmas ve aklınıza gelebilecek her türlü değerli madenlerden oluşan büyük bir hazine bulursa ne olacak dersiniz? Cevabı çok basit: Halleri aşırı fakirlikten aşırı zenginliğe dönüşecek. Tamamen refah içinde yaşayacaklar. Hele aile fertlerin sayısı o kadar az ki, yedi sülalesine yetecektir. Peki, ya Allah onları cehaletin belası verirse ne olacak? Üstteki hikaye - değiştirdiğim bazı şeyleri saymazsak - gerçek bir hikayedir. H awaii ve Avustralya'nın arasında Nauru (Navro diye telaffuz edilir) denilen küçük bir ada vardır. Onu İngilizler 1798'de keşfettiler, o zamanda üzerinde avcılardan bir grup insan yaşıyordu. Adanın büyüklüğü 21 km²'yi geçmez - yani küçük bir şehir kadar, ve nüfusu yaklaşık 10,000 kişi eder. Bu ada aslında bağımsız bir ülkedir, ve Navro ülkesi Pasifik okyanusun en küçük, dünyanın ise üçüncü en küçük ülkesidir - Vatikan v